17 Ocak 2012 Salı

Athina -Priştine-Tirana Hattı ...!


Athina -Priştine-Tirana Hattı ...PDFYazdıre-Posta
Pazartesi, 09 Şubat 2009 13:10
Hafta başıda ilk defa resmi sıfatıyla bir Athina yöneticisi Kosova’nın ve Arnavutların ikinci başkenti olan Priştina’ya ayakbastı. 3 gün önce Salı günü Yunanistan dışişleri bakan Dora Bakoyanni AGİT dönem başkanı sıfatıyla Priştina’yı ziyaret etti ve cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu ve başbakan Hashim Thaçi ile görüştü.


Ne sıfatla olursa olsun, Balkanlarda Arnavut sorunu karşısında Belgrat yandaşı olan Atina’nın bu ziyareti bölge istikrarı açısından pozitif değerlendirilmelidir. Çünkü Balkanlarda Tiran ve Atina’nın bu gibi hamleleri bölgenin istikrarı için hayati öneme sahiptir. Atina’nın bu ziyareti bölgede barış ve istikrarı korumaya kararlı olduğunu da gösteren bir hamledir.
Atina henüz Kosova'nın bağımsızlığını tanımaya istekli olmasa da, Bakoyanni’nin “her ülke tanıma konusundaki kararları çıkarlarına göre ve istikrarı korumak adına alır” olarak açıklaması ziyaretin önemi tartışılmaz. Bu ziyaretle Atina’nın şimdiye kadar inkâr ettiği “Balkanlarda Arnavut Sorunun Varlığı”nın kabulü anlamına gelmektedir. Yunanistan’da son aylar baş gösteren istikrarsızlık ilk başta Arnavut işçileri suçlanıyordu. İşçilerin ve muhalefetin baskısıyla resmi söylemde düzeltme yapıldı ve Arnavut işçiler bozguncu değil tam aksine “son 20 yılın Yunanistan’ın imarı ve gelişmesinde bu Arnavut işçilerin katkıları çok önemli olduğu” gerçeği vurgulanmaya başlandı. Ayrıca işçilerin halklar arasındaki ilişkilerinde yapıcı olduklarını anlamına geldiğidir. İki ülke arasındaki ilk başta iyi olmayan ilişkilerini düzeltmek ve de genel itibarıyla Balkanlarda Arnavut soruna çözüm bulunması gerektiği görüşü Yunan halkı ve medyasında hâkim olmaya çok yavaş da olsa başlamasının sebebi de bu işçilerin olduğu belirtilmesi gerek.
Bayan Bakoyanni’n AGİT dönem başkanı sıfatıyla Priştina’yı ziyaretinden birkaç gün sonra dışişleri bakanı sıfatıyla Tirana’ya yapacağı ziyaret de çok önemli olduğu belirtilmektedir. Hangi sebep olursa olsun Atina-Priştine-Tiran hattındaki bu diplomasi hareketlenmeler, hem Belgrat’ın bölgede şimdiye kadar sahip olduğu önemin zayıflaması hem de artık Balkanlarda Arnavut faktörinin inkâr edilemez duruma geldiğidir. Ki bu faktör de bundan sonra baş aktöre oynadığı ve olmak için ettiği çabaların sonuç vermeye başladığı bir göstergesi olduğu değerlendirilmelidir.
Uzun zamandır Balkanlarda süren savaş ve istikrarsızlık, nihayetinde bitecek gibi bir duruma girdiğinin belirtilmektedir. Ancak Balkan ülkelerini ‘istikrarsızlığı’ geriye bırakmak zaman ihtiyaç var. Son 4-5 gün içerisinde Balkan ülkeleri değerlendirmeler hayli ilginç. Makedonya’nın Cumhurbaşkanı ve yerel seçimlere hazırlanırken, iktidar ile muhalefetin tartışmaların yanı sıra, Makedonya’nın Atina ile olan problemlerin çözülememesinden kaynaklanan dış problemlerin başına geliyor. Geçen sene Yunanistan’ın vetosuyla NATO’dan davet alamayan Üsküp için; Balkanlarda Makedonya diye bir devletin olmaması gerektiği değerlendirmeler yapılmakta. Ayrıca Ohrid anlaşmasını yerine getiremeyen (getirmek istemeyen) Üsküp yönetimi Arnavutlarla başı dertte. Arnavut ve isim sorunu çözemezse 4-5 sene içerisinde Balkanlarda “istikrarsızlık yaratan bölge” olacağı kesin gözüyle bakıldığını değerlendirilmektedir.
Belgrat’ın “sadece Arnavutları değil Sırpları ve Kosova'da yaşayan diğer Arnavut dışındaki nüfusu da etkileyen” yaşam kalitesi ve sosyal hayata ilişkin konuları tartışmaya hazır olduğunu belirtmesinin ardından “acaba soykırımcı Sırplar Balkanların istikrarı için çalışmaya mı başlayacaklar” sorar insan. Sırp yönetimi Sırp dışındaki herhangi bir bölge halkı için “yaşam kalitesini yükseltmeye ilişkin” attığı adımları şüpheyle bakılmakta ve bu adımların arkası gelmeyeceğini değerlendirilmektedir. Bu açıdan bakıldığında Atina’dan yapılan Priştine ziyaretinin önemi çok daha artmaktadır. Ayrıca Sırp cumhurbaşkanı Tadiç’ın; “Sırbistan, Arnavutların hiçbir şekilde kötülüğünü istememekte ve sürdürülebilir ve iyi ilişkiler” istediklerini fakat bu ilişkilerin de “Sırbistan devleti çıkarları ve ülkemizin bütünlüğünden taviz vermeyecek şekilde kurulması gerektiği” belirtmeleri, İsrail yönetiminin Filistin halkı ile oynadığı gibi oynadığı ve ilerleme sağlanamayacağını değerlendirilmektedir. Konuyla ilgili Kosova başbakanı Haşim Thaçi “Sırbistan'ın Kosova halkından özür dileme zamanının geldiğini, Sırbistan'ın adının Kosova'da soykırımla bağdaştırıldığını ve Kosova'nın toprak bütünlüğünün ihlal edilemez olduğu ve Mitrovica'nın geleceği Kosova'nın geleceği olduğunu” vurgulayarak belirtmesi de Sırp-Arnavut ilişkilerin ve istikrarın ne denli olduğunu anlamak güç olmasa gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder